Pedodontist, diş hekimliği fakültesinden mezun olduktan sonra Pedodonti Anabilim Dalı’nda uzmanlığınıTamamlamış diş hekimidir.
Pediatrik Diş Hekimliği de denmektedir.”Pedodonti” kelimesi latince “çocuk dişleri” anlamına gelmektedir.Pedodonti, doğumdan ergenlik çağının sonuna kadar olan sürede ağız-diş sağlığı problemlerini inceleyen diş hekimliği alanıdır.Pedodonti, bebeklik çağından itibaren çocukların dişlerinin sağlıklı korunmasını, çürük, travma gibi sorunların çözülmesini aynı zamanda çene-yüz bölgesi gelişimini de takip eden, tedavi eden bilim dalıdır.
Pedodontisiler koruyucu ve tedavi uygulamaları olmak üzere iki şekilde hizmet vermektedirler. Çocuklara ağız temizliği alışkanlığı kazandırmak, ailelerin çocukların ağız hijyeni konusunda bilgi sahibi olmasını sağlamak, dişlere flor uygulamak, fissür örtücü uygulamak, dengeli beslenme hakkında bilgi vermek, çocuklardaki parmak emme gibi alışkanlıkların dişler üzerindeki etkilerine karşı ortodonti tedaviler uygulamak koruyucu uygulamalardır. Tedavi uygulamaları ise diş çekimi, kanal tedavisi, dolgu, dişlerde oluşan plakların yok edilmesi ve herhangi bir sebeple dişlerde meydana gelen kırıkların tedavi edilmesidir.
Bebeklerde ağız temizliği, dişsiz dönemde dişlerin ağız mendilleriyle ya da silikon kıllı parmak fırçaları ile her beslenmeden sonra temizlenmesi ile başlar. Bu uygulama ile diş etlererine masaj yapıldığı için diş çıkmasına da yardımcı olur. ilk süt dişi çıktığı andan itibaren de yumuşak kıllı bebek fırçaları düzenli fırçalama yapılmalıdır. Sabah kahvaltıdan sonra ve gece uyumadan önce olacak şekilde günde 2 kez dişler anne, baba veya bakıcılar tarafından fırçalanmalıdır.
Çocuğun yaşına ve ağzının büyüklüğüne göre yumuşak kıllı diş fırçası tercih edilebilir. Hijyen açısından diş fırçasının üç ayda bir değiştirilmesi gereklidir. 2 yaşından küçük çocuklarda, diş macunu yutma riskinden dolayı pirinç tanesi kadar florürsüz diş macunu ile fırçalama önerilmektedir. 2-6 yaş arası çocuklarda ise bezelye büyüklüğünde florürlü diş macunu kullanımı önerilmektedir. Diş fırçalamanın 8 yaşına kadar günde iki kez ve ebeveyn gözetiminde yapılması önem taşımaktadır.
İlk süt dişinin sürmesinden itibaren 1 yıl içerisinde bebeklerin diş hekimine getirilmeleri uygundur. Bu sayede diş sorunları oluşmadan kontrol altına alınabilir. Bebeklerde ağız bakımı ve beslenmenin çürük oluşumu üzerindeki etkileri gibi pek çok konuda aileler bilgilendirilebilir. Çocuğun çürük risk grubuna göre en az senede 2 kez diş hekimi kontrolüne devam edilir.
Süt dişleri genellikle bebek altı aylıkken çıkmaya başlar. Yaklaşık olarak 3 yaşında iken süt dişlerinin sürmesi tamamlanır. Bu dönemde ağızda 20 süt dişi bulunmaktadır. Süt dişleri yapısal farklılıklarından dolayı aşınmaya ve çürüğe daha yatkındır. 6 yaşına gelindiğinde süt dişleri yerlerini daimi dişlere bırakmaya başlarlar. Bu durum ortalama 13 yaşına kadar devam eder. Süt dişlerinin sürme zamanı genetik faktörlere bağlı olarak gecikebilir. D vitamini eksikliğinin de sürme gecikmesine neden olabileceği gözardı edilmemelidir.
Biberon çürüğü çocukların gece yatmadan önce dişlerini fırçaladıktan sonra özellikle uykudan önce veya uyku sırasında süt veya mama ile beslenmesi sonucu oluşan erken çocukluk çağı çürükleridir. 12-18. aylardan sonra gece beslenmesi ve biberon kullanımı sonlandırılmalıdır. Gece çocuğa sadece su verilmelidir.
Bebeğin biberonla uyumasını engellenmek ilk alınacak önlemdir. Biberondaki gıdaya bal, şeker, pekmez gibi tatlandırıcılar eklenmemelidir. Gece beslenmesinden sonra mümkünse bebeğe su içirilmeli ve ağzı mutlaka ağız mendilleri ile silinmelidir. İlk dişler sürdükten sonra parmak fırçası ve pirinç tanesi kadar bir diş macunu ile dişler fırçalanmaya başlamalı ve bebeğin ilk diş hekimi kontrolü yaptırılmalıdır.
Süt dişlerinin de kalıcı dişler gibi yeme, konuşma ve estetik gibi önemli görevleri vardır. Ayrıca kalıcı dişler sürene kadar onların ağız içindeki yerlerini korumaktadır. Çürük dişler, ağrıya ve yemek yeme, konsantre olma, uyuma gibi birçok günlük faaliyetlerin olumsuz etkilenmesine sebep olur. Tedavi edilmemiş çürük süt dişleri iltihabi durumlara yol açabilir ve genel sağlığı etkileyebilecek enfeksiyon hastalıkları gelişebilir. Düşme vaktinden erken kaybedilen ya da çekilen süt dişleri daimi dişlerde çapraşıklık ya da gömük kalma gibi sorunlara yol açabilmektedir.
Her süt dişi, kendisinden sonra gelecek olan daimi diş için yer tutucu görevi yapar. Normal düşme zamanından önce çekilmiş bir süt dişinin kapladığı yerin kaybolmaması için, çekim sonrası oluşan boşluklar korunmalıdır. Bu boşluklar “yer tutucu” adı verilen apareylerle korunabilmektedir. Erken çekilen süt dişi boşluğu yer tutucu ile korunmazsa, boşluk komşu dişlerin kaymasıyla daralabilir veya tamamen kapanabilir. Kalıcı dişin sürme zamanı geldiğinde de yeri korunmadığı için diş hiç süremeyebilir ya da yanak-dil-damak tarafından sürebilir. İleriki senelerde kapanış ve diş dizisindeki bozulmalar ancak ortodonti tedavi ile düzelebilir.
Yer tutucu, herhangi bir sebepten dolayı normal zamanından önce kaybedilen süt dişlerinin yerinde oluşacak yer kaybını önlemek için daimi dişlerin sürme zamanına kadar uygulanan sabit veya hareketli apareylerdir. Bu apareyler ağızdan ölçü alınarak çocuğun ağzına özel olarak diş teknisyenleri tarafından yapılmaktadır. Sabit veya hareketli olabilirler. Sabit apareyler ağızda var olan dişlere yapıştırılır. Çürük veya diş eti problemlerine neden olmazlar. Hareketli apareyler takıp çıkarılabilir aygıtlardır. Yemeklerden sonra diş fırçalanıp, ağız içine tekrar yerleştirilmelidir. hareketli apereyler için hasta uişbirliğine ihtiyaç duyulur.
Yapışkan yiyeceklerden (sakız, jelibon, lokum gibi) uzak durulmalıdır. Bu tarz yiyecekler apareye ağızdan uzaklaşma yönünde bir kuvvet uygulayacağından apareyin yerinden çıkmasına sebep olabilirler. Düzenli bir şekilde yer tutucular fırçalanmalıdır. Hareketli yer tutucular hekimin önceden belirttiği şekilde takıp çıkarılmalıdır. Apareylerin ağızda kalma süresi hekim tarafından belirtilir. Bu süreçte diş hekimine düzenli kontrollere gidilmelidir.
Sistemik ya da zihinsel herhangi bir problemi bulunan ve yapılması gereken diş tedavileri sırasında yeterli uyumu gösteremeyen çocuklar için genel anestezi altında gerekli diş tedavilerinin yapılması mümkündür.
Engelli çocuklar ağız diş sağlığını ve kişisel bakımlarını tam olarak ya da etkili gerçekleştiremeyebilirler. Bu nedenle ebeveyn ya da bakıcı yardımı belli konularda önem kazanmaktadır. Dişler her yemekten sonra yapılabiliyorsa fırça ile yapılamıyorsa tülbent ile temizlenmelidir. Beslenmelerinde şeker ve nişasta içerikli besinlerin azaltılması, ara öğünlerde bu tip gıdaların tüketilmemesi önerilmektedir. Engelli bireylerde çürük riskini azaltmak adına üç aylık rutin kontroller önem taşımaktadır.
Fissür örtücü uygulaması çocukların öncelikli azı dişlerine uygulanan koruyucu bir uygulamadır. Azı dişlerinin girintili çıkıntılı çiğneme yüzeylerine (pit ve fissürlere) uygulanarak bu bölgelerde besin birikimini önler. Dişte aşındırma gerektirmeyen bu uygulama, çürüksüz ve sürmesini dört yıldan önce tamamlamış dişlere kolaylıkla uygulanabilmektedir.
Çürükten korunma ve başlangıç çürüklerinin ilerlememesi amacıyla uygulanan koruyucu bir uygulamadır. Hekimin önerisi doğrultusunda ve çocuğun çürük risk profiline göre florür uygulaması üç ya da altı aylık periyotlarla uygulanabilmektedir.
Hayır vermez. Süt dişleri ile kalıcı dişlerin sinirleri ayrıdır ve süt dişine yapılan kanal tedavisi sırasında kalıcı diş sinir dokusuna ulaşmak mümkün değildir.
Hayır deneyemeyiz. Eğer diş radyografide sinir dokusuna ulaşmışsa, çocuğunuzun gece ağrısı varsa veya yüzü şişmiş ise dişi ağızda tutmak için yapılabilecek tek tedavi kanal tedavisidir.
Haber, Duyuru, ve her türlü gelişmeden haberdar olmak için e-bülten aboneliğini yaptırınız